ULUÇAY, AA'YA KONUŞTU..."BÖLGEDE İSTİKRAR İÇİN KIBRIS SORUNUNUN ÇÖZÜMÜ ÖNEMLİ"

Cumhuriyet Meclisi Başkanı Teberrüken Uluçay, Kıbrıs sorununun kısa vadede çözümlenmemesi halinde adanın etrafında bulunabilecek hidrokarbon kaynaklarından adada yaşayanların yararlanamayacağını belirterek, "Bölgede istikrarın sağlanabilmesi için Kıbrıs'taki sorunun çözülmesinin büyük bir önem taşıdığını anlatmaya çalışıyoruz. Hem ekonomik açıdan bölgenin ekonomisinin gelişmesi ve bunun ülkelere birebir yansıyabilmesinin hem de siyaseten bölgede düğümlenen bir takım farklı sorunların çözümlenebilmesinin odak noktası Kıbrıs sorunun çözümlenmesinden geçiyor." dedi. Teberrüken Uluçay, AA muhabirine yaptığı açıklamada, KKTC ve Türkiye Cumhuriyeti olarak 50 yıldan bu yana Kıbrıs sorunun siyaseten çözümlenmesi için, iki toplumlu, iki bölgeli, siyasi eşitliğe dayalı federasyon temelinde bir müzakere ve mücadele süreci yürüttüğünü dile getirdi. Adanın münhasır ekonomik alanının içinde bulunabilecek hidrokarbon kaynaklarından oluşacak ekonomik değerin mutlak suretle Kıbrıs Türk halkı ve Kıbrıs Rum halkı tarafından eşit şekilde paylaşılması gerektiğinin Birleşmiş Milletler nezdinde kayıt altına alındığını hatırlatan Uluçay, "Türk tarafı olarak öncelikle adadaki siyasi sorunun çözümlenmesi ve bunun neticesinde adanın yaratacağı yeni ekonomik potansiyelleri ada üzerinde yaşayan halk tarafından eşit şekilde paylaşabilmesine dönük süreci takip ettik. Adanın etrafında bulunan hidrokarbon kaynaklarından oluşacak ekonomik değerin de ortak kullanılması ve ortak değerlendirilmesi gerektiğini hep savunduk, bundan sonra da savunmaya devam edeceğiz." diye konuştu. Uluçay, adanın ekonomisinin gelişmesi ve daha yüksek bir refah olarak adada yaşayan insanlara yansıyabilmesinin herkesin sorumluluğu olduğunu vurgulayarak, "Hem Kıbrıs Türk halkının yöneticilerinin hem de Kıbrıs Rum halkının yöneticilerinin mutlak suretle dikkat etmesi gereken bir husustur. Adanın barındırdığı ekonomik değerlerin adada yaşayan insanlara refah olarak dönebilmesi için bu sorumluluğu her iki taraftaki yöneticilerin yerine getirmesi gerekir. Eğer bu sorumlulukla hareket edilmezse, adanın etrafında olası ekonomik değer yaratmaya hazır kaynaklar hiçkimseye yar olmayacaktır. Bu da ada üzerinde yaşayan insanların refahına kesinlikle olumsuz olarak yansıyacaktır." dedi. Eksik olan noktayı, "Kıbrıs Rum liderliğinin cesaret, liderlik, kararlılık göstermesi" şeklinde açıklayan Uluçay, eksiklerin giderilmesi halinde sorunun da kısa bir zaman dilimi içerisinde çözümlenebileceğini düşündüklerini ifade etti. Uluçay, "50 yıldır sorunun konuşulmadık kısmı kalmadı, hemen hemen her şey konuşuldu. Yüzde 99 seviyesinde uzlaşı ortamı yakalandı, geriye kalan kısımlar içerisinde hem teknik hem siyaseten bir takım sıkıntılar mevcut. Bu sıkıntıların çözülmesinin tek formülü liderliklerin gerçek liderlik, cesaret ve kararlılık göstermesidir." değerlendirmesinde bulundu. Uluçay, geçen yıl Crans-Montana'da Kıbrıs müzakereleri bitmek üzereyken Kıbrıs Rum tarafının "seçimi bahane ederek" vazgeçtiğini dile getirerek, şöyle devam etti: "Halbuki orada yüzde 99 noktasına gelinmişti, geri kalan noktalar için de öngörülen bir prosedür çerçevesinde bu iş çözülecekti. Kıbrıs sorununu kısa vadede çözümleyemez ve belli bir noktaya taşıyamazsak, bu ekonomik değerlerden adada yaşayan hiçbir insan yararlanamayacaktır. Adada yaşayan herkese karşı yönetimler, sorumluluklarını yerine getirmelidir ve önümüzde duran fırsat penceresini iyi değerlendirmelidir. Nihai çözüm için de sonuç odaklı ve bir takvim çerçevesinde bir konferansın yeniden tesis edilmesini öngörüyoruz. Mutlak suretle takvim dahilinde olması gerekir ki kısa vadede bu sorun nihaileşsin ve aynı zamanda adanın etrafında bulunan ekonomik değerlerden de kısa zaman dilimi içerisinde yararlanma şansını yakalayabilelim." Hidrokarbon kaynaklarının ekonomik değerinin Kıbrıs sorununun siyaseten çözüm sürecinde motivasyon kaynağı olduğunu ve özellikle Rum tarafında kritik soru işaretleri yarattığını anlatan Uluçay, çözümü isteyen taraf olarak soru işaretlerinin olumlu bir sonuç üretmesini temenni ettiklerini dile getirdi. - "Kıbrıs Rum tarafından da aynı kararlılığı bekliyoruz" KKTC Cumhuriyet Meclisi Başkanı Teberrüken Uluçay, Kıbrıs sorunun çözümü halinde potansiyellerin birleşmesinin adayı ekonomik olarak büyük bir kapasiteye ulaştıracağını belirterek, şunları söyledi: "Mart sonu yeni bir konferansın başlayabileceği öngörüsü var BM katında. Hidrokarbon kaynaklarının değerlendirilmesi açısından da ortak kullanılması ekonomik değerinin de ortak olarak paylaştırılması için sürenin yeterli olduğunu düşünüyoruz. Bu süre zarfında yüzde 1'in tamamlanması mümkündür, geri kalan zamanda yeni idari şeklin esaslarının nasıl olacağına dair fiilen bir çalışma yürütülmesi öngörülmektedir. İki tarafın ekonomilerinin seviyelerinin dengelenmesi için geçiş dönemi öngörülmüştür. Bu konularda uzlaşı var. Bütün bunların hayata geçmesi için liderlik, cesaret ve kararlılık ihtiaycı var. Bunlar Kıbrıs Türk tarafında var, Kıbrıs Rum tarafından da aynı kararlılığı bekliyoruz." Kıbrıs sorunun çözümlenmesinin Akdeniz bölgesine de katkı sağlayacağına işaret eden Uluçay, şu çağrıda bulundu: "Bölgede istikrarın sağlanabilmesi için Kıbrıs'taki sorunun çözülmesinin büyük bir önem taşıdığını anlatmaya çalışıyoruz. Hem ekonomik açıdan bölgenin ekonomisinin gelişmesi ve bunun ülkelere birebir yansıyabilmesinin hem de siyaseten bölgede düğümlenen bir takım farklı sorunların çözümlenebilmesinin odak noktası Kıbrıs sorunun çözümlenmesinden geçiyor. Odak noktamızı Kıbrıs sorunun çözümüne çevirebilirsek uluslararası camia olarak birçok siyasi konuda da adım atmış olacağız. Bu sadece Kıbrıs Türk halkına, Kıbrıs Rum halkına değil, aynı zamanda bölge ülkelerine ve Ortadoğu sorununa da ciddi katkı sağlayacaktır. AB'nin içinde yaşanmakta olan bir takım sıkıntılara bile çözüm olacaktır diye öngörüyoruz. Uluslararası camianın Kıbrıs sorununa odaklanmasını ve sorunun tam şimdi kısa zamanda sonuç odaklı bir takvim dahilinde çözümlenmesi için Kıbrıs Türk tarafına ve Kıbrıs Rum tarafına gereken cesareti vermeleri için teşvik etmeleri gerektiğini söylüyoruz."