HUKUK, SİYASİ İŞLER VE DIŞİLİŞKİLER KOMİTESİ TOPLANDI

<div><br></div><div>Cumhuriyet Meclisi, Hukuk, Siyasi İşler ve Dışilişkiler Komitesi, UBP Milletvekili Yasemi Öztürk Başkanlığında, bugün saat 10:00’da toplandı.</div><div>Hukuk, Siyasi İşler ve Dış ilişkiler Komitesi,&nbsp; gündeminde bulunan&nbsp; “Yabancılar ve Muhaceret Yasa Tasarısı”nı, “Küçükler ve Mahcurlar Vesayet ( Değişiklik ) Yasa Önerisi”ni&nbsp; ve “Evlilik Dışı Çocuklar Yasa Önerisi”ni görüştü.</div><div>Komite, ilk olarak gündeminde bulunan “Yabancılar ve Muhaceret Yasa Tasarısı”nın genel görüşmesini gerçekleştirdi. Komite, Yasa Tasarısı ile ilgili çalışmalarına bir sonraki toplantısında devam edecek.</div><div><br></div><div>“Yabancılar ve Muhaceret Yasa Tasarısı”nın Genel Gerekçesi:</div><div><br></div><div>Ülkemizde ve tüm dünyada etkileri yaşanan Corona Virüs (Covid- 19) salgın hastalığı nedeniyle idari kuruluşların ve işyerlerinin kapalı olması, izin işlemlerinde aksaklıklara sebebiyet vermiş, “öğrenci, işçi ve ikamet izinliler” cezalı konuma düşmüşlerdir. Bunların yanı sıra ülkemizde yaşanan ekonomik krizden dolayı ekonomik çarkların çalışamaz hale gelmesi, buna bağlı olarak aile bütünlüğünün bozulması ve kaçak iş gücünün önüne geçilememesi nedeniyle Yasada bir takım düzenlemeler yapılması gerekliliği hasıl olmuştur.</div><div>Bu gereklilikler ise; ülkede izinsiz bulunmaları sebebiyle aleyhlerine para cezası tahakkuk etmiş yabancıların durumu, ülkeden çıkış yapmayanlara ziyaretçi izni verilmesi ve yurt dışından ülkeye giriş yapıp da 60 günlük vize verilmesi halinde ön izinden muaf tutularak işlem yapılması, izinsiz ikamet ettiğinin ve/veya izinsiz çalıştığının tespit edilmesi üzerine hakkında ihraç kararı verilen veya cezalı çıkış yapan yabancıların durumu, bunların eş ve çocuklarının durumu, cezalı durumda oldukları sonradan tespit edilen izinli yabancı kişiler ile, işlemleri tamamlanamayanların durumu ve mücbir sebeplerden dolayı süre uzatımı yapılması ile ilgili düzenlenmelerdir.</div><div>Bu bağlamda; daha önceden para cezası kesilmiş olsun veya olmasın izin almış ve/veya alamamış olanlar, ülkede bulunan ve geçmişe yönelik cezaya düşmüş olanları kapsayacak şekilde bir takım düzenlemeler yapılmıştır. Keza, bu kişilerin eş veya 25 yaşından küçük bekar çocukları ve 18 yaşından büyük olan engelli çocukları da bu haklardan faydalanabilecektir.</div><div><br></div><div>Hakkında ikamet izni veya çalışma izninden dolayı ihraç kararı çıkanlar ve hakkında ihraç kararı çıkıp da uygulanamayan kişiler Bakanlığa başvurmaları halinde durumlarının değerlendirileceği düzenlenmiştir.</div><div>Yukarıda belirtilenler ışığında; işbu Yabancılar ve Muhaceret (Değişiklik) Yasa Tasarısı hazırlanmıştır.</div><div>Komite toplantısına davetli olarak; İçişleri Bakanlığı’ndan Emre Hacı, Emine Uzun&nbsp; ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’ndan Berhan Ongan katılarak konu ile ilgili görüş ve önerilerini ifade etti.</div><div><br></div><div>Komite, daha sonra “Küçükler ve Mahcurlar Vesayet ( Değişiklik ) Yasa Önerisi”ni madde madde oyladı ve oybirliğiyle kabul ederek Genel Kurul’un gündemine sevk etti.</div><div><br></div><div><br></div><div>“Küçükler ve Mahcurlar Vesayet ( Değişiklik ) Yasa Önerisi”nin Genel Gerekçesi:</div><div><br></div><div>Fasıl 277 Küçükler ve Mahcurlar Vesayet Yasası, 1936 yılında yapılmış olup halen yürürlüktedir. Ancak o dönemin hukuk anlayışı ve Sosyo-kültürel yapısı ile günümüz arasında önemli farklılıklar vardır. Bilhassa küçüğün doğal vasisinin kim olacağı konusunun, kadın hakları ve çocuk hakları bakımından çağdaş ve eşitlikçi bir anlayışla düzenlenmesi gerekmektedir. Yasanın 6'ncı maddesinde, babanın doğal vasi olduğu ve sadece babanın hayatta olmaması halinde annenin vasi olabileceği belirtilmektedir. Bu düzenleme kadın hakları ve bazı durumlarda da çocuk haklan bakımından sakıncalı olabilmekle birlikte Aile (Evlenme ve Boşanma) Yasası ve Meclisimizin gündeminde bulunan Evlilik Dışı Çocuklar Yasa Önerisi de anne ve babaya müşterek velayet hakkı vermektedir. Dolayısıyla Küçükler ve Mahcurlar Vesayet Yasası'nın 6'ncı maddesindeki, katı ve babayı üstün kılan düzenlemenin, hem Aile Yasası ve Evlilik Dışı Çocuklar Yasa Önerisi'ne uyumlaştırılması hem de anne ve babayı eşit kılarak müşterek vasilik hakkını verecek şekilde değiştirilmesi ihtiyacı doğmuştur.</div><div><br></div><div>Hukuk, Siyasi İşler ve Dışİlişkiler komitesi, son olarak gündeminde bulunan “Evlilik Dışı Çocuklar Yasa Önerisi”nin genel görüşmesine devam etti. Komite bahse konu Yasa Önerisi ile ilgili çalışmalarına bir sonraki toplantısında devam edecek.</div><div><br></div><div>“Evlilik Dışı Çocuklar Yasa Önerisi”nin Genel Gerekçesi:</div><div>“KKTC Cumhuriyet Meclisi, 6/1996 sayılı Yasa ile Çocuk Haklarına İlişkin Uluslararası Sözleşmeyi onaylayıp iç hukukumuzun bir parçası haline getirerek bu sözleşmenin giriş kısmında ifade edilen aşağıdaki düşünceleri paylaştığını ilan etmiştir:</div><div>“Birleşmiş Milletler Andlaşmasında ilan edilen ilkeler uyarınca insanlık ailesinin tüm üyelerinin, doğuştan varlıklarına özgü bulunan haysiyetle birlikte eşit ve devredilemez haklara sahip olmalarının tanınmasının, dünyada özgürlük, adalet ve barışın temeli olduğunu…”</div><div><br></div><div>“Birleşmiş Milletlerin, İnsan Hakları Evrensel Bildirisinde ve Uluslararası İnsan Hakları Sözleşmelerinde herkesin bu metinlerde yer alan hak ve özgürlüklerden ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasal ya da başka görüş, ulusal ya da toplumsal köken mülkiyet, doğuştan veya başka durumdan kaynaklanan ayırımlar dâhil hiçbir ayırım gözetilmeksizin yararlanma hakkına sahip olduklarını benimsediklerini ve ilan ettiklerini…”</div><div><br></div><div>KKTC Devleti, Çocuk Hakları Sözleşmesi’nin onaylamakla, kendisini sözleşme metninde yer alan aşağıdaki hakları sağlamakla yükümlü kılmıştır:</div><div><br></div><div>“Taraf Devletler, bu Sözleşmede yazılı olan hakları kendi yetkileri altında bulunan her çocuğa, kendilerinin, ana babalarının veya yasal vasilerinin sahip oldukları ırk, renk, cinsiyet, dil, siyasal ya da başka düşünceler, ulusal, etnik ve sosyal köken, mülkiyet, sakatlık, doğuş ve diğer statüler nedeniyle hiçbir ayrım gözetmeksizin tanır ve taahhüt ederler.” (Madde 2/1)</div><div>“Kamusal ya da özel sosyal yardım kuruluşları, mahkemeler, idari makamlar veya yasama organları tarafından yapılan ve çocukları ilgilendiren bütün faaliyetlerde, çocuğun yararı temel düşüncedir.” (Madde 3/1)</div><div>“Çocuk doğumdan hemen sonra derhal nüfus kütüğüne kaydedilecek ve doğumdan itibaren bir isim hakkına bir vatandaşlık kazanma ve mümkün olduğu ölçüde ana babasını bilme ve onlar tarafından bakılma hakkına sahip olacaktır.” (Madde 7/1)</div><div>“Taraf Devletler ana babasından veya bunlardan birinden ayrılmasına karar verilen çocuğun kendi yüksek yararına aykırı olmadıkça ana babanın ikisiyle de düzenli bir biçimde kişisel ilişki kurma ve doğrudan görüşme hakkına saygı gösterirler.” (Madde 9/3)</div><div>“Taraf Devletler çocuğun yetiştirilmesinde ve gelişmesinin sağlanmasında ana babanın birlikte sorumluluk taşıdıkları ilkesinin tanınması için her türlü çabayı gösterirler. Çocuğun yetiştirilmesi ve geliştirilmesi sorumluluğu ilk önce ana babaya ya da durum gerektiriyorsa yasal vasilere düşer. Bu kişiler her şeyden önce çocuğun yüksek yararını göz önünde tutarak hareket ederler.” (Madde 18/1)</div><div>Meclisimizce kabul edilen BM Çocuk Hakları Sözleşmesi'nin bu ilkelerine mukabil,&nbsp; yürürlükteki Fasıl 278 Evlilik Dışı Çocuklar Yasası, evlilik dışında doğan çocukların soydanlığının düzeltilmeden, soydanlığı düzgün olan çocuklarla aynı yasal statüye kavuşamayacakları temel mantığı üzerine kurgulanmıştır. Yasa’nın bu düzenlemesi, doğdukları anda anne ve babalarının evli olup olmadıkları kriteri üzerinden çocukların “soydanlığı düzgün olan – olmayan” “nesebi sahih – gayrısahih”&nbsp; “meşru – gayrımeşru” gibi ayrımlara tabi tutulmasının temelini oluşturmuştur.</div><div><br></div><div>Bu onur kırıcı tanımsal ayırımların varlığı bile kabul edilemez iken; mevcut Yasa’nın çocukların kaydı, soyadı, velayeti ve/veya vesayeti, baba ile kişisel münasebet kurması, eğitim ve bakım masraflarının karşılanması gibi en temel konularda evlilik dışı çocuklara ilişkin ya farklı statüler tanımlayarak ya da hiçbir düzenleme içermeyerek ciddi bir ayırıma yol açtığı tecrübe edilmektedir.</div><div><br></div><div>Bu durumun, gerek yukarıda alıntısı yapılan hakları içeren Çocuk Hakları Sözleşmesi ile üstlenilen taahhütlere aykırı; gerekse yaşamakta olduğumuz çağdaki sosyal ve insani ilişkilerin gerekleriyle uyumsuz olduğu açıktır.</div><div><br></div><div>Bu Yasa ile evlilik dışında doğan çocuklara yönelik bu haksızlığı sona erdirme amacı güdülmüştür. Yasa, tüm çocukların doğum anından itibaren eşit olduğu fikri üzerine kurgulanmış ve Çocuk Hakları Sözleşmesi’nde yer alan haklara ve evlilik içinde doğan çocukların statüsünü düzenleyen Aile Yasası’ndaki düzenlemelere paralel düzenlemeleri içermesi sağlanmıştır.’’</div><div><br></div><div>Komite toplantısına davetli olarak, Sosyal Hizmetler Dairesi’nden Neşe Serinsu&nbsp; katılarak konu ile ilgili görüş ve önerilerini ifade etti.</div><div><br></div><div><br></div><div>UBP Milletvekili Yasemi Öztürk Başkanlığında toplanan Hukuk, Siyasi İşler ve Dış ilişkiler Komitesi toplantısına, CTP Milletvekili Komite Başkan Vekili Doğuş Derya, CTP Milletvekili Asım Akansoy, UBP Milletvekili İzlem Gürçağ Altuğra, HP Milletvekili Ayşegül Baybars&nbsp; ve UBP Milletvekili Oğuzhan Hasipoğlu katıldı. Komite toplantısına ayrıca Bağımsız Milletvekili Hasan Büyükoğlu da katıldı.</div><div><br></div><div><br></div><div><br></div><div><br></div><div><br></div>